(a) toplamak, biriktirmek, (b) toplanmak, bir araya gelmek, içtima etmek.
We get together twice a year. (c) anlaşmak, uzlaşmak, uyuşmak, anlaşmaya varmak.
They simply couldn't get together on matters of policy.
toplanma, buluşma, bir araya gelme, samimî toplantı.
Noun
biriyle iyi geçinmek
Verb
tekrar birlikte olmak
Verb
hayatını düzene sokmak
Verb
hayatını bir düzene koymak
Verb
hayatını bir düzene sokmak
Verb
aklını başına toplamak
Verb
hayatını düzene koymak
Verb
kendine çekidüzen vermek
Verb
düşüncelerini toplamak
Verb
kendine çekidüzen vermek
Verb
hayatını bir düzene koymak
Verb
hayatını düzene sokmak
Verb
hayatını düzene koymak
Verb
aklını başına toplamak
Verb
hayatını bir düzene sokmak
Verb
hayatını bir düzene koymak
Verb
aklını başına toplamak
Verb
hayatını düzene sokmak
Verb
kendine çekidüzen vermek
Verb
hayatını düzene koymak
Verb
hayatını bir düzene sokmak
Verb
hayatını düzene koymak
Verb
hayatını bir düzene koymak
Verb
aklını başına toplamak
Verb
kendine çekidüzen vermek
Verb
hayatını düzene sokmak
Verb
hayatını bir düzene sokmak
Verb